29 Aralık 2017 Cuma

Hediye Önerileri (Erkek)


      Erkek arkadaşınıza hediye almak istiyorsunuz ama ne alacağınıza bir türlü karar veremediniz değil mi? Hiç üzülmeyin Merve iş başında:) İster doğum günü, ister Sevgililer Günü ister yılbaşı olsun. Hiç fark etmez. Bu hediyeler erkek arkadaşınızı mutlu edecek. Bu yazımı genç ruhlu erkeklere adıyorum:) Çoğu erkek klasik hediyelerden hoşlanmaz. Üzgünüm ama devamlı hediye olarak verdiğiniz aşklı, çiçekli, böcekli kutulardan/defterlerden de sıkılmış olabilirler. O zaman bu yazı sizlere gelsin.

İlk hediye önerim: SHOT DENGE OYUNU



İster cola, ister meyve suyu ister sütle doldurun bardaklarınızı:) Bu karar size ait! Taşları çekerken kronometre tutarak oyuna heyecan da katabilirsiniz. Çektiğiniz taşta hangi görev yazılıysa yerine getirmekle yükümlüsünüz. Oyun 4 kişi ile oynanmaktadır.

2. Öneri: ŞOK RULET OYUNU


En az iki kişiyle oynanan bu oyun tam bir cesaret işi. İşaret parmaklarınızı belirtilen noktaya koyuyorsunuz ve geri sayım başlıyor. İçinizden biri ise şoka maruz alıyor. Bu hediyeyi  "o piti piti" yapmak yerine kullanabilirsiniz. Ya da çeşitli oyunlarınız için yan bir oyun olur. Mesela "Doğruluk mu cesaret mi?" 


3.Öneri: MİNİ BASKETBOL OYUN SETİ



Ofiste çalışan erkek arkadaşınızın biraz canlanması gerek diye düşünüyorsanız bu hediye tam size göre:)

4.Öneri: SHOT BARDAKLI RULET OYUN SETİ


En az 2, en fazla 8 kişi kişi oynanan bu oyun partilerinize, arkadaş toplantılarınıza renk katabilir. Ruleti çevirip topunuza karşılık gelen bardaktaki içeceği tek dikişte bitirmeniz gerekiyor.

5.Öneri: SHOT BARDAKLI PARMAK BASKETBOL OYUNU




Oyuna ne kadar detay girerse eğlenme oranı o derece artıyor.

6.Öneri: MASAÜSTÜ VAKUMLU BOKS TORBASI



Erkek arkadaşınızın stresli bir iş hayatı varsa bu hediye işinizi görür. Bırakın enerjisini atsın, kafasını dağıtsın, kendini eğlendirsin.

7.Öneri: SLOT MAKİNESİ ŞEKLİNDE KUMBARA




Bozuk paralarla derdi varsa, durduk yere bunun için geriliyorsa yukarıdaki üründen temin edebilirsiniz. Ofisinize renk katabilir. Erkek çocuksa para biriktirmesine teşvik için hediye edebilirsiniz. Üstelik attığınız bozuk paraları alabilmek için biraz şansa ihtiyacınız olacak:)Kumbara eğlenceli bir oyuna da imkan sağlıyor.

8.Öneri: DEKORATİF MOTOSİKLET


Tabi bunların bayağı bir çeşidi var. Biz Galata Kulesi civarından almıştık. Sarı rengi sevdiğini bildiğim için sarı bir motosikletti. 170-180 TL arası bir fiyatı vardı. Bunların çeşitleri, boyları olduğu gibi fiyat aralığı da geniş. İster dekoratif taksi, ister kamyon alın:)

9.Öneri: İLGİNÇ KUPALAR




İzlediği dizi, hayranı olduğu bir karakter varsa kupanızı bu durumu göz önünde bulundurarak seçebilirsiniz. Geçen yıl kız arkadaşıma Köstebek'ten Game of Thrones bardağı almıştım bayılmıştı. O da bana plak şeklinde müzik kutusu hediye etti:) Net hatırlamıyorum ama tahmini olarak 40 TL civarı bir fiyata sahipti.

10.Öneri: TAKIMINA AİT AKSESUARLAR

Bunun için görsel koymaya gerek görmedim. Atkı, bardak, kulaklık, tişört ve daha niceleri...

11. Öneri: HAPİSTEKİ MAHKUM İSKELET




Gözlerinden kırmızı ışıklar saçan bu iskelet, önünden geçenleri algıladığında "Let Me Out/ Çıkarın Beni" diye bağırıyor. Ofisinizde, evinizde kullanabileceğiniz beğenilen bir aksesuar. 70-80 TL arası bir fiyata almış olabiliriz.

12. Öneri : DİNAMİT BOMBA SAAT

Saati yeni sipariş verdiğimiz için detaylı blog yazımı okuyabilirsiniz. Kısaca özetlemem gerekirse alarmı kurduğunuzda uyanmamanıza imkan yok. Geri sayıma alabilirsiniz. Geri sayım esnasında kabloları keserek/ çıkararak hayatınıza eğlence katabilirsiniz. 80 TL'ye temin ettik.

Yazıyı okumak için: https://mervemungan.blogspot.com.tr/2017/12/farkl-bir-hediye-onerisi-dinamit-bomba.html

13 .Öneri: BİLEKLİK



Bu ara erkeklerin çoğu yüzük, bileklik, kolye tarzı şeyler takmayı seviyor. Özellikle bileklikler ve yüzükler moda. Ben de 170-180 TL arası bir bileklik alıp hediye ettim. Tabi yanımda olmadığı için gösteremiyorum:) Saatine uygun olmasını rica etmişti. Tam uyduramamış olsam da:) severek kullanıyor. Birde uyumlu olsun diye yanına bağlamalı bir bileklik aldım. Fiyatı bayağı ucuzdu. Geçenlerde bir kadın kendisine "Bilekliğiniz orijinal galiba çok hoş duruyor." demiş. Beğendiği bileklikte asıl bilekliğin yanına uyumlu olsun diye aldığım ince bileklik:)

14.Öneri: ÜÇ BOYUTLU LED LAMBA




Bunu hangi siteden aldığımı net olarak hatırlamıyorum. Evet, hatırladım. Çiçeksepeti:) Ürün sağlam geldi. Gösterildiği şekilde elimize ulaştı. Aldığımız fiyatı net hatırlamamakla birlikte kargo zart zurt 85 TL veya üzeri olması lazım. (Aşağı yukarı) Çok çeşitli desenler var. İnternetten araştırabilirsiniz:) Kuru kafa, balon vs. Bu lambalarda birkaç farklı renk seçeneği var. İsterseniz devamlı  değişiyor, isterseniz sabit kalıyor. Çok hafif bir ürün. Pille çalışmaktadır. Bu lambayı aldım çünkü renkli ışıklara bayılıyor. Bu deseni seçtim çünkü mesleğiyle örtüşüyor. Beğendi mi emin değilim :)

15.Öneri: KİŞİSEL GÜVENLİK ÜRÜNLERİ


Bunu yazıp yazmamak konusunda kararsız kaldım .Kötü amaçlı kullanım olmasını istemiyorum. Ürün elektroşoklu el feneri. İnternetten arattığınızda çeşitli fiyat aralıkları çıkıyor. Biz internetten sipariş etmedik. Satışını bir arkadaşımız gerçekleştiriyor. 60-70 TL fiyat aralığına sahipti. Arkadaşımın ablası üzerindeki polara güvenerek denedi ve dediğine göre gerçekten uyuşturuyor:) Çıkardığı ses gerçekten ürkütüyor. El feneri olarak da kullanılabilir bir ürün.

16. Öneri: ARKADAŞA ÖZEL PRESTİJLİ HEDİYE SETİ


Bunu ben Hediyemen.com sitesinde gördüm. Normalde bu tarz kutuları beğenmem ama bu kutuyu ve içindekileri, isme özel gönderiliyor olmasını sevdim. 

16.Öneri: FOTO MOZAİK TABLO


Bir ana fotoğraf belirliyorsunuz. Ana fotoğrafın oluşmasını sağlayacak fotoğraflarınızı da yolluyorsunuz. Hepsini birleştirerek yukarıdaki tablodan size bir adet gönderiyorlar. Yakınlaştığınızda küçük fotoğraflar net olarak seçilebiliyor. Bunun için bulduğum siteyi paylaşıyorum. Sadece mozaik tablo değil isterseniz karikatür, isterseniz yazı poster veya özel film posteriniz yapılabiliyor. Siz incelersiniz:) Bu arada site hakkında bilgim yok. İnstagram üzerinden de sipariş verebileceğiniz yerler de mevcut.

17.Öneri : ROMANTİKLİKTEN ŞAŞMAM DİYENLERE!

Ben bunun "Senin hakkında sevdiğim şeyler" versiyonundan aldım. Fiyatları çok uygun. 20-30 TL arası. Erkek arkadaşım bana siyah defter hediye etmişti. Ben onu günlük olarak kullanmaya başlayınca okuyamadı haliyle:) Sırf o da okusun diye ayfalar dolusu yazmaya başladım. 

18.Öneri: ROMANTİZMİ SEVEN ERKEKLERE

Görsel ağırlıklı bir anı defteri. Büyük boyu da mevcutmuş. İncelemek için https://www.sosyopix.com/ani-kitabi



Takvim: https://www.sosyopix.com/takvim-kutusu




Güvenilir bir site olduğunu biliyorum. Arkadaşım alışveriş yaptı ve fotoğraf basımı kaliteliydi.

Vee son önerim UZAK DİYARLARA...




Bunların tablo şeklinde olanları da vardı ama ben sevmedim. MUTLULUĞA GİDEN YOL olarak aratabilirsiniz.

Önerilere büyük puntoyla başlık atmamın nedeni internette rahatça aratabilmeniz:) Hepsinin fiyatlarını yazmadım çünkü fiyatlar değişiyor. En uygununu bulun diye site önerisi çok vermedim. Kendi aldıklarıma fikir olsun diye fiyat veya site iliştirmiş olabilirim:) Size diyorum ama ben ikinciye bere, atkı, cüzdan ve kemer takımını hediye edeceğim ahahah:) İkincisi biraz şans eseri alındı.


Bir dahaki hediye önerilerimde görüşmek üzere:)Hoşça kalın! Unutmadan söyleyeyim. Yararlı bulduysanız veya benimle aynı fikirdeyseniz lütfen yorumlarda belirtin.








28 Aralık 2017 Perşembe

Farklı Bir Hediye Önerisi:) (Dinamit Bomba Saat)


      Sizlere hem hediye önerisi sunmak hem de site hakkında ön bilgi vermek için bu yazıyı yazmak istedim:)  Bugünkü sitemiz hediyerengi.com:) Yazıyorum çünkü araştırmama rağmen bilgi edinemediğim bir siteydi. Siparişi verdikten sonra heyecan içinde bekledik. Siparişimiz gelecek miydi, gelecekse nasıl gelecekti?

Peki, biz ne siparişi verdik? Yaratıcı hediyelerden ailece hoşlanıyoruz. Bu nedenle incelemediğimiz ürün kalmadı denebilir. Haliyle site site dolaştık durduk. Sonunda dinamit bomba saat almaya karar verdik. Maalesef baktığımız çoğu sitede tükenmişti. Birkaç sitede de 100 TL üzerine çıkıyordu. Araştırmaya devam ettik ve hediyengi.com sitesiyle tanıştık. Buradaysanız muhtemelen site hakkında araştırma yapıyorsunuz:)

Dinamit bomba saati kim için aldık? Hediye, kardeşimin on altı yaşındaki erkek arkadaşına gidecek. Bu arada, benim yirmi yedi yaşındaki sevgilim de bayıldı:) Yaşları belirtmem biraz komik oldu sanki ahahah :) "Dinamit bomba saat her yaştan erkeğin hoşuna gidecek bir tasarım."  Oysa, sırf bu cümleyi kurabilmek için yaşları belirtmiştim :/







Gri ambalajı ve hediye kartını ayriyeten istettik. Sadece ambalaj parası ilave edildi. Bu arada ödediğiniz miktar 100 TL'ye ulaştığı takdirde kargo parası alınmıyor.


Alarmı kurduğunuz taktirde "dıııııt" sesiyle kulaklarınız çınlıyor. Bende baş dönmesi yaptı:) Uyanmamanıza imkan yok. İsterseniz, 10'dan geriye sarması için saati ayarlayabiliyorsunuz. Geri sayım esnasında kabloları keserek/çıkararak eğlenceli hale getirebilirsiniz. Doğru kabloyu çıkardığınız takdirde geri sayım duruyor. Süre içerisinde doğru kabloyu bulamazsanız "dıt dı dı dıt" sesini duymaya hazır olun. Bu arada bomba sesi yok :)

Sağlam görüntüsünün yanında gayet de iyi çalışıyor. Bu arada saat bize siparişin ikinci gününde geldi.

Hediye kartına yaratıcı cümleler de yazabilirsiniz. "Yeni yılın bomba gibi geçsin, yeni yılın bomba gibi gelsin." Tabi bu küçük bir öneri:) 



Kısacası bizim site maceramız olumlu geçti. Sevgililer Günü için hediye aradığım zaman, gönül rahatlığıyla yararlanabilirim. Erkek arkadaşım hediyeyi gördüğünde "Böyle hediyelere bayılırım" demişti. Söylemek için geç kaldı yoksa bir tane daha sipariş verirdim. Kutu hafif olduğu için eve ilk geldiğinde babam "İçine saman doldurmuş olmalılar" diyerek gülüyordu. Şu an bakıyorum da saati ilgiyle kurcalıyor. Ben de çok sevdim yaa:/ Eve de istiyorum galiba:) Belirtmem gerekirse saat olarak kullanabileceğim ama alarmı kullanmak istemeyeceğim bir ürün. Gün boyu gergin bir şekilde dolaşmak istemem :P Seçeceğiniz hediyeye önerimle katkıda bulunabildiysem ne mutlu bana! :D Ürünü almaya karar verirseniz bana da yazmayı unutmayın.

Sevgiyle kalın.





































27 Aralık 2017 Çarşamba

Tanınmış Kişileri Yüceleştirme Sevdamız (!)


     Toplumumuz "tanınmış kişileri" yüceleştirme sevdasından bir türlü vazgeçemedi. Erkan Petekkaya üzerinden yola çıkarak yazdığım bu yazı, tüm yazılanların aksine Petekkaya hariç herkesi hedef alıyor. Bunu, okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız:)

      Bu durum, öncelikle yetişme tarzımızdan başlıyor. Ekrana bakarak büyüyoruz, ekrandaki kişileri rol model alıyoruz ve onlara tapıyoruz. Oysa aileler çocuklarına oyunculuğun/şarkıcılığın birer meslekten ibaret olduğunu öğretmeliler. Her mesleğe eşit oranda saygı duyulmalı ama kimsenin kimseden üstün olmadığı da belirtilmeli. Toplumu ileriye götüren meslekler değil de bizleri eğlendiren kişiler, alması gerekenden daha fazla üne, paraya ve saygıya sahip. Üstelik onların alacakları paralar üzerinden birbirimizle tartışmaya giriyoruz. Geçen gün Fi dizisinde oynayan oyuncuların aldıkları paralar tartışma konusu olmuştu. Sosyal medya kullanıcıları "Bu para çok az, harika oynuyorlar, daha fazlasını kazanmalılar." diyerek birbirine girmişti. Oysa kazandıkları para toplumda ve tüm dünyada bir şeylerin ters gitmeye başladığını gösteriyor. M.S. 2150, Tanrı ile Sohbet tarzındaki kitaplarda bu konu çok güzel bir biçimde ifade edilmiş. Gelecek modellerinde eğitimciler öne çıkmıştır.

     Düşünün ki toplumda öğretmen olmak daha zor. Bu da beraberinde daha fazla maaşı hak etmelerine neden oluyor. Saygı duyulan kişiler oluyorlar. Böyle bir toplumda insanların yönelecekleri, arzulayacakları meslek öğretmenlik olacaktır. Bu mesleğe sahip olmak için okuyacaklar, kendilerini geliştirecekler, ulaştıkları yeri korumak için daha da iyi öğretmeye çalışacaklar. Böyle bir toplum eğitimin önemini bilir, bu cevheri iyi değerlendirir. Bu eğitimden çıkan yeni nesil yeni düzenlemelerle eğitimi rayına oturtur. A'dan Z'ye her meslek işini daha iyi yapmaya başlar. Toplumun temel yapı taşı eğitimdir. 

Belki sanatın çok önemli olduğundan, Atatürk'ün sanata verdiği değerden bahsedeceksiniz. Bunu yadsımıyorum.Sadece yeni düzenlemelere ihtiyacımız olduğunu söylüyorum. Bu tür bir eğitim modeliyle yetişen insanlar, sanatçıya değeri fazlasıyla verecektir. Üstelik hak eden kişilere hak ettiği değeri :) Son zamanlarda gerçekleşen popüler ödül törenleri malum :) Üstelik oyuncular, şarkıcılar sadece güzellikleriyle ön planda.  Bence durum içler acısı. Ya da şu denilebilir. Onlar bizi ülkeler arası temsil ediyor. Peki, ne kadarı? Yani ne kadarı temsil edebiliyor veya doğru temsil edebiliyor? Çoğu ülkeyi terk etme derdinde, birçoğu da uluslararası başarısını "ülkenin değişmesi gerek" adlı metinleri üzerinden gerçekleştiriyor. Yani sizin o beğenmediğiniz, ülkeyi yeriyor dediğiniz konuşmalar(!) Diyelim ki gerçekten başarılı işler var. Peki bunlar neden ödüllendirilmiyor? Çünkü bilim kimdeyse güç ondadır, güç kiminse başarıyı o belirler. Kendimizi geliştirmediğimiz sürece uluslararası başarı hayallerini daha çok kurarız. Tek yaptığımız, halk aracılığıyla bir yere gelmiş olan kişilerin birbirlerine olan şantajlarını izleyerek yorumda bulunmak(!)

      Güçlü devletler gücü elinde bulundurmaya devam edebilmek için televizyonu araç olarak kullanıyor. Sadece kendine hizmet eden kişileri toplumun önünde parlatıyor ve tüm dünyaya mal olan bir yıldız haline getiriyor. Bunlar birer komplo teorisi olsa da birçok kitapta, filmde, dizide örneklerini görmek mümkün. Demem o ki uyutuluyoruz. Uyuduğumuzu biliyoruz fakat bildiğimiz ölçüde davranamıyoruz. "Erkan Petekkaya insanlarla oturur, sohbet eder, çay içer." yazmış bir sosyal medya kullanıcısı. "Aman Allah'ım ne büyük bir lütuf değil mi?" diyorum içimden.  Zaten yapması gereken bu değil mi? İnsanların iyi davranmalarını lütuf gibi karşıladıkça onları yüceleştirdiğimizin farkında değil miyiz? Bu kadar mı bize dayatılanları kabul eder bir topluma dönüştük? Adam da bir yerde haklı. İnsanlar onu sevgileriyle(!) linç edebilir. Nasıl oturup da bir çay içsin ? O da insanların anladığı dilden konuşmuş. Yanlış mı bana göre fazlasıyla yanlış. Fakat ben olana değil, olanın arkasındaki nedenlere bakarım. Önce kendi davranışlarımızı gözden geçirelim, sonra başkalarını yargılarız.

Hadi eyvallah :)







Çekim Yasasını Keşfediş Öyküsü



    Çekim yasası deneyimleri almış başını gidiyor. Benim de bu çorbada bir tuzum bulunmasın mı? "Düşündüğün olayları realitede yaşa!" Size de inandırıcı gelmiyor değil mi? :)

    Ortaokul yılları... Aşkla ilk tanışmamız, aşkı en saf haliyle hissettiğimiz yıllar:) Kalbimiz hızlı hızlı çarpar, yüzler kızarır hatta montumuzu onun montunun üstüne asmaya çalışırız. Çoğumuz sırf hoşlandığımız çocuk anlamasın diye en asi tavrını takınır, daha çok dikkatleri üstüne çeker. Okuldan eve döndüğüm günlerden birinde kendimi koltuğa zar zor atmıştım. O kadar yorgundum ki üstümü değiştirmeye bile halim yoktu. Bende sevdiğim bir şarkıyı açtım ve tekrara aldım. Şarkı tekrar tekrar çaldığında uyuyacağımı düşünüyordum ama hayal alemi bana daha cazip gelmişti. Hayallerim ve şarkı ahenkle dans ediyor gibiydi. Şarkı başa sardıkça, hayal baştan kuruluyordu. Senaryo yazıyor havasında ufak tefek değişiklikler yaparak, hayal ettiğim anı zihnimde canlandırmaya devam ediyordum. Sonra fark ettim ki canlandırdığım görüntü gittikçe netleşiyor, devreye koku faktörü giriyor ve o an ne hissediyorsam yaşamış gibi evde de hissediyorum. Eğer çekim yasasına hislerinizi dahil ederseniz, evren mesajı net olarak algılar.

     
      Değişikliklere rağmen ana tema hep aynıydı. Hoşlandığım çocuk derste yanıma oturtuluyordu. Gülmeyin:) O zamanlar bu pek de mümkün görünmüyordu. O benden nefret ediyor, bende ona nefret ediyor rolü oynuyordum. Sevdiğim bir öğretmenin dersindeydik. Derste öğretmenimiz bizi yan yana oturtuyordu. Nasıl olsa hayalimde canlandırıyorum, istediğimi dahil edebilirim diye düşünerek birbirimizin gözlerine baktığımızı canlandırmıştım. Üstelik bunu öğretmen istemişti. İç sesim bir yandan "Uff saçmalamasana kızım,izdivaç mı bu?" dese de aldırmadan hayal kurmaya devam ettim:) Çoğunu da mantık çerçevesine oturttum. Hangi derste sıralar değişebilir, hangi öğretmen öğrencileri kaynaştırır, en önemlisi ben ne istiyorum? Özellikle en sevdiğim öğretmeni seçmiş olmam telepatik bağı kuvvetlendirdi sanırım:)

Sonra ne mi oldu? Aradan günler geçti ve aynı öğretmen aynı derste sıraları değiştireceğini açıkladı. Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. "Ya yanıma gelirse?" Düşünüyor, bekliyor ama emin olamıyordum. Yanıma geldiğinde (üstelik canlandırdığım sıra) kalbim hızla çarpıyordu. Nedeni o değil, hayatın bir sırrını keşfediş oluşumdu. Bir sonraki adımı biliyordum. "Ya gerçek olursa, ya bakarsak birbirimize? Aptal olma, bu saçma bir inanışa dönüştü, üstelik buna kimseyi inandıramam. Ben bile ne olduğunu bilmiyorum." diye dakikalarca kendimle konuştum. Sonuç olarak, hocamız birkaç dakika birbirimizin gözlerinin içine bakmamızı istediğini söyledi. "Kimse gözlerini kaçırmayacak yoksa süreyi tekrardan başlatırım" diye de ekledi. Nedeni, öğrencilerin birbirinden utanıyor oluşuydu ve bu şekilde grup ödevlerini yapamazdık. Haklıydı ama düşüncelerim onu tam anlamıyla dinlememe engel olmuştu.


Devamında ne mi oldu?:) Arkada oturan en yakın arkadaşım ondan hoşlanıyor ve benden rica etti diye yanımdakini istemediğim konusunda direttim. Böylelikle yanımdan gitmek zorunda kaldı. Bu da yetmiyor gibi başka gruba fırlatıldı:)Size asi ruh taşıdığımı söylemiştim. Arkadaşım benim suçum gibi bana küstü, çocuk yanımdan gitti ve ben hayallerimle baş başa kaldım. Doğru ya :D Hayalin devamını zihnimde canlandırmayı unutmuştum ahahah :) Dışarıdayken başka bir arkadaşım "Kızım olay resmen, iki zıt karakter bir araya denk geldi,ne enteresan yaa"diye konuşurken, içimden "Birde benim şaşkınlığımı bilsen" diyordum. Onlara bu durumu hiç anlatmadım tabi ki:)


     Uzun bir süre inanmakta güçlü çektim. O zamanlar araştırmak da mümkün olmasa gerek, İnternet anaya danışmamışım:) Hani diyorlar ya rahatlayın, yıkanın, nefes egzersizleri yapın, şu giysileri giyin falan palavra gibi biraz:)  Özellikle, düşünce gücü için hazırladığında bir türlü kendini kaptıramıyorsun. Olmak zorunda gibi hissediyorsun. Oysa ben o küçük yaşımda olması için değil, sadece andan zevk aldığım için hayal kurmuştum. Bence fark burada. Bilmek, olmasını zorlaştırıcı bir etken. Bunu yenmek içinse daha fazla gayret gerekiyor.

Bir sonraki yazımda yaşadığım olayın evrende bir yasa olarak kabul edildiğini öğrenme sürecim var:) Üstelik de ilk paylaştığım kişi annemdi. Onu denemesi için ikna etmiştim ve birlikte bir mucizeye daha tanık olduk :) Okumada kalın...