9 Aralık 2018 Pazar

Altın Kelebek 2018


   
   Her ne kadar sunucumuz Cem Davran "Bu gece bitmek bilmedi" dese de, geçen yıla göre oldukça akıcıydı. Ödül alanlar arasında aşina olduğumuz isimler de vardı. İki yıldır üst üste ödül alanlar: Acun Ilıcalı, Müge anlı, Aleyna Tilki, Çağlar Çorumlu, Athena. Geçen Yıl Ayça Ayşin Turan'ın sunumu modumuzu düşürmüştü. Bugün Çağla Şikel'in sunumu sahneye epeyce yakıştı.




Bu yıl Avlu seyircisi bayağı bir üzüldü. Hiçbir kategoride ödül alamamış olması, emeğe saygısızlık oldu. En iyi kadın Oyuncu Özge Özpirinçci, en iyi erkek oyuncu Aras Bulut İynemli'ydi.  Bir kez daha ne kadar başarılı bir performans sergilediklerini gözler önüne serdiler. En iyi dizi kategorisindeki ödül Çukur'un oldu. Dilerdim ki toplumun yarasına parmak basabilen, verebileceği bir mesajı olan bir dizi ödül alsın fakat olmadı.




Pınar Altuğ Atacan'ın ödülü komedi kadın oyuncusu dalındaydı. Geçen yıl yaşanan Hande Erçel şaşkınlığını bir kez daha yaşamış olabiliriz. En iyi komedi dizisi de Çocuklar Duymasın bu arada. Günümüzde komedi sektörü biraz geride kalmaya başladı. Bu boşluğu Gürsel Birsel elinden geldiğince dolduruyor. Jet Sosyete yavaş yavaş tempoyu yakalamaya başladı. En iyi komedi erkek oyuncusu Çağlar Çorumlu'ydu. Romantik komedi dizisi Erkenci Kuş olabilir, sesimi çıkarmam. Neden iyi oyuncu kategorisinde de Can Yaman ve Demet Özdemir ödül alır ki? Can yaman'da insanı iten bir egoistlik hakim. Demet Özdemir kendini devamlı tekrar ediyor. Halk popüler kimse ona oy verme gereği duymuş olmalı. Yoksa Erkenci Kuş dizindeki yan karakterlerde beğendiğim isimler olmuştu.




Youtube sektörü göz ardı edilemeyecek bir alan. Altın Kelebek ödül törenine dahil edilmiş olmasını olumlu karşılıyorum. Gönül isterdi, Barış Özcan gibi isimler ödül alsın. Onların değeri ödüllerle kıyaslanamaz diyerek geçelim şimdilik. Büyük bir takipçi kitlesine sahip olabilmek de takdir edilecek bir başarı. Geçen yıl Enes Batur ödül almıştı. Kesinlikle memnun kalmadığım bir sonuçtu. Ödülü geri alındı. Bunu tasvip etmiyorum ama yayıncılık hayatındaki son gelişmeler  haklı olunduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.  Evet, takipçisi fazla ve eleştirdiğinizde linç yeme durumunuz olası.  Bu durum, "Çok takipçi bir başarı mıdır?" sorusunu gündeme getiriyor. Çağla şikel bir yayınında "Çocuklarım sadece Youtube izliyor. Gönül rahatlığıyla izletebileceğim çok az kişi vardır bunlardan biri de Orkun" demişti. Bu cümlesine katılıyorum ve Orkun Işıtmak'ı tebrik ediyorum.  Maalesef bu yıl Subaşı Şeyma ödül verenler arasında olamadı. Bu arada en iyi internet dizisi ödülünü de Fi aldı. 


Bulunduğu kanal itibariyle Cem Öğretir'in ödül alması çok eleştirildi. Eğitimlerine katılmış biri olarak ağzından bal damladığını söyleyebilirim. Diksiyonu oldukça düzgün, Ses tonu büyüleyici ve akıcı konuşuyor. Nazlı Çelik ödül alsın isterdim ama Buket Aydın'ı beğendiğimi de inkar edemem. Hadise, ödül alıncaya kadar ekrana itici yansımıştı lakin ödül alırken en güzel konuşmalardan birini gerçekleştirdi. Sen Anlat Karadeniz senaristleri de ödül alanlar arasındaydı. Şahane bir tabloyla şahane bir konuşma gerçekleştirdiler. Fakat anlattıkları, diziyle uyumlu muydu tartışılır. En iyi çocuk oyuncusu ödülleri Kadın ve Sen Anlat Karadeniz'in minik oyuncularına gitti. Neden Demir Birinci konuşturulmadı? Son olarak bütün dizilerin müziklerini Toygar Işıklı yapabilir:) Ödül alanları görmek için tıklayınız.




  • Demet, neden parlak eşofmanlarını gözümüze gözümüze sokuyorsun. Tamam, biz ne anlarız ki modadan:) Sen paralar döktüğün ayakkabılarını ve eşofmanlarını gözümüze sokmaya devam edebilirsin.

  • Hadise ama lütfen! O şapkayla yüzün gözün görünmedi sen konuşurken. Cem Yılmaz iyi yerden yakaladı. Hadise geceye atıyla gelmiş olmalı:)


  • Serenay, güzelliğini kıyafetinle mahvetmene kim izin verdi? Yinede sahneye fazlasıyla yakışıyorsun.

  • Bahar, hayatın zorluklarıyla mücadele eden bir kadın. Ölmüş de cennete girmiş gibiydi. Tam bir Ruhsar vakası:)

    Aleyna Tilki erken yaşta şöhreti yakalamış ve fazlasıyla dikkat çekmiş bir kız. Bugünkü konuşmasında kendine bir TV karakteri yarattığını anlattı. Ağlamasının nedeni erken yaşta gelen şöhretin bedeli. Yaratılan yeni karakter onu zorluyor olmalı. Daha önce Eser Yenenler'in programında da buna değinmişti. "Kendime pespembe bir dünya yarattım. Bir Aleyna Tilki var birde Aleyna." Kendim olmak istiyorum diye haykırıyor. Tanınmaya yeni başladığı zamanlarda da bir kimlik karmaşası yaşıyordu. Bu durum bugün kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. TV karakterinden vazgeçmesi onun için bir risk ve bu karakteri yıkabilmesi de süreç istiyor.



Gecede en güzel şarkıları MFÖ ve Kenan Doğulu'dan dinledik. Edis sahne performansıyla gözleri şenlendirdi. Aleyna geçen yıl canlı söylemiş ve birçok eleştiriye maruz kalmıştı. Bu yıl Playback yaptı. Bu sefer sesi şahane sahne performansı vasat kaldı. Gani Müjde komedi dalında adayların azlığından şikayetçi olurken, Mazhar Alanson geçen yıla atıfta bulunarak "Şarkıya eşlik edilmeseydi sahneyi terk edebilirdim" dedi. Geceye en çok Mazhar Alanson'un ve Cem Yılmaz'ın laf çakmaları damga vurdu. Yükselenler de gözüme çarpan kadife modası ve rap müzik oldu.

    28 Kasım 2018 Çarşamba

    İnegöl Çevresindeki Mekanlar (Yeme-İçme)


       İnegöl'de yaşıyorsanız ve ulaşım sıkıntınız yoksa, İnegöl'den de sıkıldıysanız bu içerik tam size göre:) Bugünkü yazımda İnegöl'e yakın olan ve keyifle oturabileceğiniz mekanlardan bahsedeceğim. Bunlardan kimisi restaurant, kimisi cafe tarzı. Böyle bir yazı hazırlamamın temel nedeni, beğendiğim mekanlar olmalarından ziyade keşfedebileceğiniz yerler olmaları. İnegöl'e yeni geldiyseniz  ya da Bursa'dan gelen bir misafirseniz kısacası yeni yer arayışındaysanız diye düşünerek başlıyorum yazmaya...

    YEŞİL BAHÇE

    Listenin başına favori mekanımızı alıyorum çünkü biz çok beğendik. Dere kenarındaki bu sevimli mekan, sonbahar-kış mevsimine de oldukça uygun. Personel güler yüzlü, servis hızlı, bebekleriniz için mama sandalyesi de bulunuyor. Kamelyada, sobanın içinizi ısıtan sıcaklığıyla, birbirinden güzel ve uygun fiyatlı yemek yeme hazzını fazlasıyla yaşıyorsunuz.. Sunumdan kaynaklı, yemekleriniz çabuk soğumuyor. Siz de ortamın tadına varabiliyorsunuz. Belki küçük bir detay ama ışığın beyaz-sarı alternatifi olması hoşuma gitti. Yanınıza kestanenizi getirip sobada közleyebilir, yemek sonrası çay-kestane keyfi de yapabilirsiniz. Çocuklarınız için oyun alanı, bizler içinse hamaklar var. Tavşan, ördek, at gibi hayvanlarla iç içe; közde çay, odun ateşinde kuru fasulyeyle güzel bir günden geriye kalanlar...Akşam ailecek oturmaya gittiğimizde kapalıydı, bu beni üzer :) Erken kapanıyor olması tek dezavantajı. Erken dediğimde 19.00-20.00 falan.



     ŞATO 79



    Mekanın en güzel detayı, küçük bir hayvanat bahçesi yapmış olmaları. Deve, deve kuşu bile var. Hepsinin kapısı da açık:) Yemek yerken köpekler, kediler size eşlik ediyor.  Bizi birbirinden tatlı ve farklı cinste üç tane köpek karşıladı. Fobiniz veya alerjiniz varsa gitmeden önce düşünün derim:) Girişte içi doldurulmuş hayvanlar ve postlar görürseniz garipsemeyin. Çocuklar için küçük bir park var ve alan dere kenarına yakın. Alkollü, et ağırlıklı bir aile mekanı.Menü vermediler, ikramlar da fazla yoktu. Lezzet için orta diyebilirim. Fiyatlar makul, sunum klasik, servis iyi.


    ATAN KARDEŞLER RESTAURANT

    Şu ana kadar bahsettiğim mekanlar birbiriyle çok yakın. Yeşil bahçe, Atan dinlenme tesisinin biraz ilerisinde kalıyor. Buraya eklememin nedeni yeşil bahçeye yakın olması ve tabii ki tepeye asılan rengarenk şemsiyeler:) Biz gittiğimizde masa örtüleri yoktu ve olmamalı da.. Masaya yansıyan görüntüyle efsane kareler çıkabilir. Burada gözüme ilişenler bahçe salıncağı ve bebek masalarının bulunması. Çayı da iyi:)



    TAHTA KÖPRÜ SOFRASI



    Domaniç yolu üzerindeki bu mekanın lezzetinin, ikramının, servisinin üstüne tanımam. İster iki kişi gidin ister ailece... eğer odaları varsa sizi geniş bir odaya yerleştiriyorlar. Üstelik saat sınırlaması da yok. Oda köy evi şeklinde dekore edilmiş. Yer masasında yemekler servis ediliyor. Fiyatı o lezzete, o konfora az bile. Korkmayın, uygun:) Her odada TV var, şömine var, soba var ve uykunuzu getiren rahat koltuklar... Yazın bahçede oturma imkanınız var fakat soğuk havada değerlendirilemiyor çünkü soba yok. Buraya sobalı kamelyalar eklense şahane olmaz mı?  Gittiğinizde bir oraya bir buraya kaçışan bolca tavşan görebilir. atv keyfi yapabilir ve at binebilirsiniz.  En tazesinden köy yumurtası satın almayı da unutmayın.Tereyağlı kaşarlı mantar, kuru fasulye, güveç birde açık ayran ımmm:D Birini tercih edecekseniz tabii ki kuru fasulyeeee. Helva, o kadar yemeğin üstüne ağır kaçabilir demedi demeyin. Yazın ise manzara eşliğinde kahvaltıyı tercih edebilir, meyve ağaçlarından da faydalanabilirsiniz.


    DEĞİRMEN ÇAYIR

    Keşif amaçlı girdiğimiz, tok olduğumuz için bir şey yiyemediğimiz mekan olur kendileri. Buranın göze hoş gelme nedeni, kendinizi derenin içinde hissedeceğiniz oturma yerleri:)Ayaklarınızı sokmuyorsunuz, merak etmeyin. Yaz için ideal. Kahvaltı güzel gider diye düşünüyor ve yeme noktası olarak sonraya saklıyorum. Biraz kör noktada kalıyor gibi yoksa daha çok keşfedilebilirdi.


    YENİCE HASBAHÇE

    Kısa kısa özet geçiyorum bana ifade ettiklerini... Yaz- çardak- kavunlu dondurma:)
    Utanarak söylüyorum ki, fotoğraflarda odak noktası kendimi aldığımı fark ettim. Acilen düzelterek geri döneceğim:) İnstagram adresim : merveemungan <3 Her ne kadar ara ara sosyal medya diyeti uygulasam da... Size bayağı fikir verebilir.

    Görüntünün olası içeriği: yiyecek


    KAZANCI MUHTARIN YERİ

    Neden bilmem, ramazan ayı iftar vaktinde hoşuma giden mekan. Belki oturma düzeni, belki ışıklar, belki de kalabalıktan kaynaklı:) Beni tek rahatsız eden kedilerin ayağıma sürünmesi:) Biraz korkuyor olabilirim hayvanlardan ne var?

    KEYFİ TEPE

    Ramazan ayında uygun ve lezzetli yer arıyorsanız tavsiye ederim. Malum ekstra bir pahalılık hakim oluyor. Oldukça lezzetli ve etlerİ ağızda dağılıyor. Tavsiyem, sevdiğim için de olabilir: Ali Nazik. Kapalı alanı var, manzarası var, çocuklar için parkı var, armut koltukları ve langırtları var daha ne olsun. Gülmeyin, özellikle langırt arayanlar da var bu devirde:)
    Görüntünün olası içeriği: 13 kişi, Tuncay Dışbudak, Merve Munğa, Burak Mete ve Emel Altan dahil


    TRAFFİC CAFE

    İlkbahar- yaz aylarındasınız. Akşam olmuş, farklı bir mekanda otursak mı diyorsunuz. O zaman.. çay bahçesi kıvamında, kafa dinleyeceğiniz, hafif atıştırmalıklarla çayınızı yudumlayacağınız bir mekan olur kendisi:)

    TABİAT BİNİCİLİK KULÜBÜ



    Çocuklarınızla vakit geçirebileceğiniz sevimli bir yer. İçeride tatlı eşliğinde kahvenizi yudumlarsınız.
    At binin, kılıç kuşanın:) okçuluk eğitimi alın. Birçok insanın nezih bulduğu ve eğitiminden memnun kaldığı bir yer. Giriş ücretli ama keşfetmeye değer. Devamlı gidilecekse abone olunması mantıklı. Sadece atlar da yok. Çocuklarınızı çiftlik hayvanlarıyla tanıştırabilir (keçiler vs) ve şehir ortamından uzaklaşıp kafa dinleyebilirsiniz. Kahvaltı için tercih edilebilir.


    ADI BAHÇE

    Işıklandırma, masa düzeni, servis gayet iyi. Alkol alınabiliyor. Beğenmediğim nokta, aile mekanı olmasından ziyade erkeklerin uğrak noktası olması. Bize de öyle denk gelmiş olabilir. Burayı bir nedenle aklımızın köşesine yazdık <3 Bunu paylaşmak istemiyorum :P

    ADI BAHÇE İNEGÖL ile ilgili görsel sonucu
    Kimi yerlerde tek kendimi çekmiş olduğum için, kimisinde çözünürlük düşük diye fotoğraf ekleyemedim.
    AFFOLA:)
    YENİCE ÇAMLIK ÇAY BAHÇESİ

    Aşırı sakin bir yerdi. Biz ailece gittiğimiz için çok eğlendik. Hamak ve salıncak boldu:) Burada da  kapalı çardaklar vardı. Yalnız sobalı olmadığı için İlkbahar-yaz tercih edilebilir. Aperatif atıştırmalıklarla çay keyfi yapılabilecek bir mekan.
    Görüntünün olası içeriği: oturan insanlar, masa, yiyecek ve iç mekan
    LOCCA
    İnegöl içinde yer alan Üçüzler Künefe'ye bir şans verebilirsiniz. Kadıköy'ün yanından geçmeyen bir lezzet ama İnegöl şartlarında iddialı. Sunumu; meyveler, kuru yemiş ve sütle yapıyorlar. Kahvaltısını bol hem de uygun fiyatlı bulduğum mekan ise şimdilik Locca Bistro. Döner arıyorsanız Rambo, Osmanlı. Waffle arıyorsanız Siyah İnci Cafe Bistro. Şerbetli tatlı'da ise Osmanlı Tatlı. Dondurma Baldan, Çorba da Derse. Bu da İnegöl içinden ilk aklıma gelen yerler:)  Cerrah, Oylat gibi İnegöl'e yakın yerler de havanızı değiştirebilir.
    Görüntünün olası içeriği: oturan insanlar, masa ve yiyecek
    ÜÇÜZLER

    Bursa ve İstanbul için de beğendiğim yerleri listelediğim bir yazı yazmayı düşünüyorum. Unuttuğum o kadar yer vardır ki...Hatırladıkça güncelleme yaparım artık:) İşin özü, İnegöl içerisinde aynı cafelerde takılı kalmaktansa bir Ankara yolu, Domaniç yolu, İznik yolu derken yeni duraklar keşfetmek:) Yolları da çok bilirim ya :P













    24 Kasım 2018 Cumartesi

    4 Adımda Sivilceye Elveda (Ürün İncelemesi)



       Sağlıklı, ışıltısını kaybetmeyen bir cilt için doğallıktan yanayım. Makyaj malzemelerinden olabildiğince uzak duruyorum. Cilt temizliğine ve bakımına ise ekstra önem veriyorum. Cilt temizliğiyle ilgili bilgilendirici birçok yazı bulabilirsiniz. Cildiniz sivilceye, siyah noktaya yatkınsa verilen bu tavsiyelere uymak hayat kurtarıcı olacaktır.

    1.Yastık kılıfınızı düzenli olarak değiştirin.

    Devamlı değiştirmek veya yıkamak sizin için zor geliyorsa, kullanmadığınız temiz tişörtleri yastık üzerine geçirip gönül rahatlığıyla uykuya dalabilirsiniz.

    2. Makyaj fırçalarınızın temizliğine özen gösterin.

    3.Cildinizi yıkadıktan sonra havlu kullanımından kaçının.

    Cildiniz ıslak kalmasın. Bu leke oluşumuna sebebiyet verebilir. Havlu yerine mikrofiber makyaj temizleme bezi kullanabilirsiniz.

    Beslenmemize dikkat etmek, yeterince su içmek, uyku düzenine özen göstermek çok sık duyduğumuz ama uygulamadığımız; faydasını anında gösteren etkili tavsiyelerdir.

    Cildimizi temizlerken yaptığımız bazı hatalar var.

    • Cildimizi gün aşırı ve bastıra bastıra yıkamak.
    • Doğal maskeler uygularken, cildi tahriş edebileceğimizi göz ardı etmek.
    • Doğru cilt bakım ürünlerini ve makyaj malzemelerini seçememek.
    Bu tür cilt sorunları yaşayan kişilerin yağsız nemlendirici seçmeleri, yağ içermeyen fondöten ve pudra kullanmaları gerekiyor. Cildi fazla kurutmamak için pH değeri derinin doğal pH'ına yakın (5.5) ürünler kullanmamız tavsiye ediliyor.

    Sivilceye ve alerjiye yatkın cilt tipim, her bakım ürününü ve makyaj malzemesini kullanmamı zorlaştırıyor. Cildime uygun ürünler aradığımdaysa pahalı ürünlerin reklamını görüyorum. Denk geldiğim ürünlere kıyasla daha uygun ve işe yarayan bir markayı paylaşmak istiyorum: SEBAMED.

    İlk olarak dudak nemlendiricisini kullanmaya başladığım markanın daha sonra deodorantını kullandım. Deodorantı, içeriğine güvendiğim için kullansam da kalıcılığı fazla değil. Sivilcelerim içinse sabununu denedim faydalı bulduğum için setini almaya karar verdim.

    Gelelim 4 adımda sivilceleri azaltan Sebamed Setine :)

    Burada size içeriklerini, vaatlerini tek tek anlatmayacağım tabii ki:) Kısaca sivilcelere, siyah noktalara ve cilt pürüzlerine karşı çıkarılmış bir set olur kendileri.

    1.Adım:  Kompakt sabun veya temizleme köpüğü edinerek cilt temizliğinin ilk adımını gerçekleştiriyoruz. Markanın yeşil renkte de bir sabunu bulunuyor. Etkili olanı ise aşağıda paylaşıyorum. Sabunun hoş bir kokusu yok ama kötü de değil. Ben beğeniyorum diyelim:) Cildi yumuşacık yapıyor <3


    Peeling, maske veya serumlarımızı tonik öncesinde yüzümüze uygulayabiliriz.Bununla ilgili sitelerde bir tutarsızlık var. Kimi bloglarda, tonikten sonra peeling uygulamamızın doğru olduğu yazılmış. Bu konuda detaylı bilgiyi yorumda paylaşırsanız sevinirim. Peelingten sonra tonik, gözenekleri sıkılaştırıcı bir etki yapıyor diye biliyorum. Fakat bazı yerlerde temizliğin ikinci adımı toniktir bu nedenle peeling tonikten sonra yapılır diye belirtilmektedir.

    2.Adım: Temizleyici Yüz Toniği : Pamuğun üzerine döküp nazikçe cildi siliyoruz. Pamuğa az dökün çünkü gözleriniz yanabilir ve göz çevresine uygulamayın. İlk etapta cildime uyum göstermeyeceğini düşündüm, Ufak bir kızarıklık oluştu yanağımda ama uyguladıkça cildime iyi geldiğini fark ettim. Tabii ki Gülsuyu her daim favori <3

    sebamed tonik ile ilgili görsel sonucu





    3.Adım: Bakım jeli : Tonikle cildi sildikten sonra yüzümüze yayıyoruz. İlk sürüşte yapışkan bir kıvamı var ama birkaç dakika sonra o yapışkanlık kalmıyor. En azından bende öyle:) Fakat sabunun verdiği yumuşaklıktan eser de kalmıyor.

    sebamed bakım jeli ile ilgili görsel sonucu


    4.Adım: Renkli sivilce karşıtı örtücü krem : Direkt sivilcelerin üzerine uyguluyoruz. Küçük bir tüp içinde geliyor. Rengi, açık cilt tipimle uyumsuz ve çok ağır bir kokusu var ama sivilceleri kurutmak konusunda oldukça etkili.

    sebamed sivilce örtücü ile ilgili görsel sonucu

    Sebamed Güneş kreminin koruyuculuğu iyi fakat sivilceye yatkın ciltler için önermiyorum. Ben Nemlendirici E vitamini içeren kreminden de edindim. Arada sırada uyguluyorum. Fakat yorumlara baktığımda iki ürünün sivilce çıkarmaya meyilli olabileceğini okudum. Fondöten, nemledirici, allık seçimi çok etkili bunu da atlamayın, lütfen!

    Önerebileceğim ve bana faydalı gelen tek maske, aspirin maskeleri oldu genelde. İçine limon, bal karıştırmadan, aspirini suda eritip direkt uyguluyordum cildime. İyi de geliyor. Başta kaşındırıyor tabii ki:) Birçok maske denemişimdir ama hiçbiri için "Evet, işte tam bu diyemem." Önerilerinizi bana ve okuyanlara faydalı olmak için yorumda belirtebilirsiniz. Ürünleri de, indirimden daha uyguna satın alabilirsiniz. Sivilcesiz kalın:)

    Otomatik alternatif metin yok.






    Yumoş Yumuşatıcı (Ürün İncelemesi)



       Bu köşeyi oluşturmamın en birincil nedeni, ürünler hakkında tüm açık yüreklilikle düşüncelerimi yazmak. Biliyorum ki sizler de benim gibi merak ettiklerinizi İnternet ortamında aratanlardansınız.


       İlk ürünüm çamaşırlarında kalıcı koku arayanlara gelsin o zaman J Ürünün tam adı: Yumoş Extra Perfumes Deluxe Mystic Konsantre Çamaşır Yumuşatıcısı. İçeriğinde Bergamot çiçeği, baharat, tonka ağacı ve amber bulunduğu belirtilmiş.


       Yumoş’un bu parfümlü yumuşatıcısı yoğun ve kalıcı koku arayanlara önerimdir. Ailedeki herkes kokusunu beğendi –hatta kokuyu içine çekti- Kokusu, kıyafeti giydiğinizde dahi hissedilebiliyor. Dolabınızı birkaç gün sonra açıp kıyafetleri dışarı çıkardığınızda beni daha iyi anlayacaksınız. Ne var ki parfümlü yapısı baş ağrısına neden olup alerjinizi, astımınızı şiddetlendiriyor. Yumuşatıcılar çamaşırlarımıza yumuşaklık, koku versin derken pek de masum olmadıklarını unutuyoruz. “Acaba, tek ben mi bu sorunu yaşadım?” dedim ve araştırdım. Birçok kişide bu ve buna benzer şikayetler vardı. Birde fiyat artışından dertliler. Arka tarafında yer alan içeriğe göz atıp, içerdiği maddeleri ve etkilerini araştırabilirsiniz. (Yumuşatıcı zararları) Gel gelelim o koku, o kalıcılık, o temizlik hissiyatı sizi de benim gibi yumuşatıcılardan zor ayırabilir. Bebeklerinizin giysilerinde yumuşatıcı kullanmadığınızı varsayarak; size önerim, kendiniz için evde kendi yumuşatıcınızı hazırlamanız. En yakın zamanda ben de hazırlayıp kullanacağım ve düşüncelerimi bloga iliştireceğim. (Yumuşatıcı Tarifi)

    Çocuklarımız için en doğru kararları vermeye çalışır fakat kendi sağlımızı göz ardı ederiz. Oysa onların mutluluğu ve rahatı kendi mutluluğumuz ve sağlığımızdan geçer. Geçenlerde bir yazı okudum. Küçük çocukların çoğuna bronşit teşhisi konulduğu ve alerjilerin tespit edilemediği yazıyordu. Bronşit ilaçları, buharla tedavi derken derinlere gizlenen alerji ileri ki yaşlarda patlak veriyor ve hayatımızın baş köşesine kuruluyor. Gerekli tedbirleri alamadığımız takdirde de artarak hayat kalitemizi sekteye uğratıyor. Karar sizin!
    Görüntünün olası içeriği: içecek



    10 Ocak 2018 Çarşamba

    Saça Şekil Vermek İçin Öneriler


         Eveet :) Saçlarını düzleştirmeden dışarıya adım atmayan ben, bu kararından nasıl vazgeçti? Saçlar yıpranmaya birde azalmaya başlayınca gel de vazgeçme! Tek önemli sorunum, düz desen düz değil kıvırcık desen kıvırcık değil. Birkaç ürün kullandım, affedersiniz bir halta yaramadı:) Nerede bu devlet nerede bu millet dermişim şimdi :D Sonra  kendime dedim ki "Saçların eski haline gelsin diye ne çileler çektin. Şimdi maşa veya düzleştiriciye tövbe etmelisin." O kadar da doğal nasıl kullanırım diye araştırdım bulamadım. Ya da işime gelmemiş olmalı ki "Bunların hiçbiri işi yaramıyor yaa" diye kendimi teselli ettim:) Tabi az biraz bu konudaki yeteneksizliğimi de ekleyip öz eleştiri yapabilirim sanırım.

    Dediğim gibi saçım ne kıvırcık ne düz. Kendi haline bıraksan kabarır, karışır. Bir tarafı düz içerde bir yerler kıvırcık ara ara dalga ve lüle:) O da benim gibi kendi halinde garibim :D 

    Düzleştirici- Maşa Kullanırken

    Saçlarımı düz kullandığım zamanlar elektriklenmeyi önlemek adına Totex Due Phasette Conditioner Hair Spray kullanıyordum. Bakmayın, böyle havalı oluyor :) Tercümesi Totex mavi fön suyu. Yalnız çok dikkatli kullanmak gerekiyor. Bir keresinde arkadaşım saçları hiç yağlanmayan bana saçın yağlanmış demişti ahahah:) Çok hoş bir kokusu var. Saçı yumuşatıyor, parlaklık veriyor. Önce saça sıkıp sonra saçı düzleştiriyorsunuz. Ben önden düzleştirip sonra sıkıyordum :P Bu şekilde nasıl yıpranmayı engelleyecekse:)Saçın ısıya dayanıklılığını arttırıyor. Schwarzkopt Gliss Ultimate Repair Sıvı Saç Kremini de uzun bir süre kullandım. Totex'e göre daha parfümsü bir kokusu var. Totex, şampuan kokusuna daha yakındı. Aynı şekilde canlılık, parlaklık, kolay tarama ve bakım sağlıyor. Banyodan sonra hafif nemli saça uyguluyordum. 


     Saçı Doğal Haliyle Kullanırken


    Saçlarımın daha az elektriklenmesi için duştan çıkmaya yakın soğuk sudan geçiriyorum. (Yemek tarifi gibi oldu) Mümkünse kurulamaya da dikkat edin. Fazla birbirine katmadan, alt tarafından döndürerek suyunu sıkıyorum. Hafiften kurumaya başladığında (nemli) Perçem Styling Saç Köpüğüyle sağlam bukleler elde ediyorum. Eğer o gün işim aceleyse köpüğü avuç içime doldurup altlardan yukarıya doğru hareketlendiriyorum. Birkaç saniye avuç içimde yukarıya doğru sıkıp bırakıyorum. Doğal bir dalga elde etmiş oluyorum:) Bukleleri ise parmağımla yapıyorum ve sıkma dereceme bağlı olarak belirginliği ve kalıcılığı değişiyor. Son hamle olarak yumuşak, parlak, canlı ve daha az kabarık bir saç elde etmek için Elseve Mucizevi Yağ Saç Güzelleştirici Kremini  saça hafifçe sürüyorum. Yağlı bırakmıyor. Totex bu konuda daha zayıftı:)

    Saçların dökülmesini engellemek ile ilgili yazıyı okumak için tıklayınız.

     Lüleleri, kuruduğunda elinizle hafif hafif açtırıyorsunuz.
    Sabah 8-9 gibi yaptım ve iki- üç gün bu şekilde gitti.
    Avuç içinizle alttan yukarıya doğru sıkıp bıraktığınız zaman (oldukça pratik)















    SAÇIMI GÜRLEŞTİRMEK İÇİN NE KULLANDIM?


          Stres, sivilcelerin ve saç dökülmesinin baş nedeni. Ben de saçlarımda düzleştirici, maşa, boya kullanımı derken stresle birleşince gözle görülür bir azalma yaşadım. Çevre tavsiyeleri, internette yazanlar derken birçok formül denedim. Bu yazımda size işe yarayanları aktaracağım J
    Bakımı kolay yapmak adına saçımı kestirdim. Bilirsiniz farklılık depresyona da iyi gelirJ Kısa saç yüzümde tercih edilmese de, o dönemi rahat atlattım. Bazı kararlar aldımJ Düzleştirici, maşa kullanımını hayatımdan çıkardım. Boyaya tövbe ettimJ Ve şunu fark ettim. Saçımın doğal hali ve  doğal rengi herkes tarafından beğeniliyor.

    Geniş çaplı araştırma yaptıktan sonra malzemeleri bir kağıda yazıp İstanbul’da aktara koştum. Tabi bir sürü ot, yağ sayıyorum. (Defne yaprağı, karanfil vs.) Dükkan sahibi bana “Habipoğlu sarımsak özlü şampuanı kullan” dedi. Her neyse onu da aldım, kafamda tasarladığım malzemeleri de. Hangisinden başlayacağımı bilmiyordumJ O güne kadar da bir sürü şey kullandım. (Sarımsak, yumurta, zeytinyağı vs. ) Çıkması zor, kokuları ağır üstelik okul dönemi epeyce uğraştırıyor. Şampuanları bir kenara ayırdım ve sarımsak özlü şampuanı düzenli kullanmaya başladım. Durularken de aldığım ısırgan otunun suyunu kullanayım dedim. Bunu ara ara tekrarladım.

    Nasıl Uyguluyoruz?
    Bir tutam ısırgan otunu cezvede kaynatıyoruz. Sonra soğuması için kenara bırakıyoruz. Soğuduktan sonra süzgeçten geçiriyoruz. Çıkan bu suyu ister durulama suyu olarak kullanın, isterseniz saçlarınıza ve saç derinize yedirip 20-25 dakika bekletip şampuanınızla durulayın. Ben her iki türlü de kullandım. Kına kokusu gibi bir koku geliyor burnunuzaJ Bir süre sonra saçlarımın eski haline dönmeye başladığını fark ettim. Argan yağını nadir de olsa kullandım. Saçımda yarım saat beklettikten sonra şampuanla duruluyordum. (Markası size kalmış)
    Eğer yağlı saçlarınız varsa yumurta beyazı, eğer kuru ve dökülen saçlarınız varsa yumurta sarısını kullanabilirsiniz. Kuaförümün dediği gibi "nemini kaybeden saçlar dökülmeye başlar." Saçlarım kendine gelmeye başladıktan sonra yukarıdaki ürünlerin kullanımını azaltıp ara ara yumurta-bal-zeytinyağı kullandım. Bunu farklı şekillerde yaptım. Bazen sadece yumurta sarısını saçımda bekletip şampuanla duruladım. Bazense yumurta sarısı, biraz bal ve biraz zeytinyağıyla karıştırıp beklettim. Tek sıkıntısı kokusu ve saçtan arınmasıJ Bu nedenle ilk etapta hep soğuk su kullandım. Geceleri zeytinyağını saçıma ve saç derime yedirip güzelce sarıp sabaha kadar beklettiğim de olduJ Bunlar saçın canlanması için faydalı formüller. (İsteğiniz kadar bekletin size kalmış)

    Eğer saçıma hiçbiri fayda etmemiş olsaydı son formülüm: Sığır İliği Maskesiydi. Bunu uygulayan çok yakın bir tanıdığımız. İnternetten araştırıp tarifini bulabilirsiniz.


    Saçımın son hali


    Bunun haricinde kuaförün önerdiği şampuanları da kullandım bir işe yaramadı. Doktorun önerdiği ilaçları da kullandım bir işe yaramadı. Sarımsağı ezip saç derisinde kullandığım da oldu pek bir faydasını göremedim. Saç dökülmesinin en büyük nedenlerinden birisi de demir eksikliğiymiş. Hastanede ölçümler yapıldıktan sonra demir takviyesi de aldım. Son olarak da psikolojiJ Hayata pozitif yaklaşırsanız, bedeniniz tepki göstererek kendini fark ettirmek zorunda kalmaz. Habipoğlu markası dışında Mecitefendi markasını da kullandım; fakat benim favorim Habipoğlu.
    Saçları şekle girmeyen kızlar hemen düzleştiriye koşar. Kıvırcık saçlılar düz saçlara, düz saçlılar kıvırcık saçlara hayran hayran bakar. Oysaki biz doğal halimizle güzeliz. Şöyle diyor olabilirsiniz. “Ee benim saçım ne kıvırcık ne düz şekil bile almıyor ki” ha işte onu bende dedimJ Sonra düşündüm. Saçım azaldığında depresyona girmiştim. İnsanlar saçlarını bu kadar yıpratmadan kullanabiliyorsa bir yolu olmalıydı. Bende birkaç ürün edindim. Bu konuda öneriye ihtiyacınız varsa linke tıklayabilirsiniz. Fazla kalabalık yapmak istemiyorum da J

    Son olarak şunu ifade etmeliyim ki önceliğiniz doktor kontrolü olsun. Saç dökülmesinin nedeni hormonal, tiroid hastalıkları veya demir eksikliği gibi sebepler olabilir. Bunlar ortadan kalkmadığı müddetçe şampuanlar da geçici çözüm.

    Sorularınız için İnstagram: merveemungan

    Sevgiyle Kalın…

    Saçımın düzleştirdiğim ama hala gürlüğünü koruduğu zamanlar


    Saçımın azaldığı zamanlar (videodan alıntı)





    Gürleşmeye başladığı zamanlar













    9 Ocak 2018 Salı

    TEKNEDE YILBAŞI EĞLENCESİ (Bosphorus Organization)


         Önceki yazımda teknede yılbaşı eğlencesi hakkındaki yorumlarımı yazmıştım. Bu yazımda ise katıldığımız organizasyon hakkındaki yorumlarımı yazacağım. Bosphorus Organizasyon, teknelerine gelen konuklarla yakından ilgilendi. Çalışanlar sıcak kanlı ve samimiydi; fakat organize olmada sıkıntı yaşadılar. Bunun nedenini, ayarladıkları teknedeki arızadan dolayı oluşan olumsuzluklar olarak açıkladılar. Sunulan bu neden doğrudur veya yanlıştır bilemem. Ben sadece gördüklerimi yorumlamakla mükellefim:)

    Diğer tekne organizasyonlarıyla karşılaştırma yapmam mümkün değil çünkü bu benim teknede ilk yılbaşı deneyimim. Deneyimlemek istediğim, yılbaşına teknede girdiğim için pişman olmadığım ama bir daha teknede yılbaşına girmek için can atmayacağım bir geceydi. Bu durumun organizasyonla ilgili olduğunu düşünüyorum. Teknede bulunmak; istediğin zaman denizi ve boğazı seyredebildiğin, teknenin içerisinden manzara ve müzikler eşliğinde yolculuk yaptığın güzel bir olay. Lakin söylenen şarkıları beğenmediğimi belirtmem gerekir. Çoğunlukla da yolculara söyletildiği için kulaklarım kanadı:) Gecenin as solisti olarak katılan Işık Manço'nun sesi şükür dememe sebep olsa da tekneyi üç-dört şarkıdan sonra terk etti. Zenne Baha ile oryantal şov tek beğendiğim detay:) O da maalesef tekneden inmeye yakın bir zamanda çıktı. Hepimiz, neredeyse umudu kesmiştik.

         Yemekler çok geç geldi. Özellikle alkol dağıtımı konusunda çalışanlar bilgilendirilmemişti. Masa düzeni insanların iç içe oturmasına neden olduğu için tanımadığın kişilerle göz gözesin. Tuvalete girip çıkmak bir o kadar zor. Yemekleri dağıttıkları sırada ışıklar yanıp sönüyordu ve yolcular çok rahatsız oldu. Eğlence çok geç başladı. Masalar önceden ayarlanmadığı için birçok kişi ön masa talebinde bulundu. Yer düzeni büyük bir olumsuzluktu, bu nedenle gece geç başladı. Yemeklerin tadı iyiydi. Sadece meyve dağıtımında sıkıntı yaşandı. Kalmadığı için karşımızdaki kişilerle ortak yemek zorunda kaldık. Birlikte yemek sorun değil ama onlar bitirmişti:) Gerçekleşeceği söylenen bazı gösteriler eksikti. Meşale ve volkan gösterileri yapılmadı. Havai Fişek tekneden atılacak sanmıştık ama boğazdaki hiçbir tekneden atılmadı. Kıyılardan atılan havai fişekleri izledik. Her misafire noel şapka dağıtımı da olmadı. Aksine şapkamızı hep tutmak zorunda kaldık ahaha:) Bir an da kayboluyordu. Hediye çekilişi yapıldı ve yat turuna %25 indirim kazandık. Çekilişten ilk çıkan kişiye bir saat ücretsiz yat gezisi verildi.



    Biz Eminönü'nden binen ilk grubun içerisindeydik. İki farklı noktadan da yolcu alındı:) Üsküdar'dan veya Kabataş'tan binmediğimiz için şükrettik. Hem beklemişlerdi hem de geldiklerinde karma karışık bir düzende oturmuş insanlarla karşılaşmışlardı. Kimi ön masada oturacağını düşünürken hayal kırıklığı yaşamıştı. Başta yüzler düşük olsa da eğlence başlayınca kara bulutlar dağıldı tabi:) ama sahne küçük olduğu için oynamak bir hayli zordu. Bu şey gibi oldu:) oynamasını bilmeyen gelin 'Yerim dar!' dermiş :D Hele o arka masadaki grup yok mu? :) Onlar dışında herkes rahatsızdı. Bir ara dışarı çıktılar da derin bir nefes aldık. Toplu yerlerdeki bu gürültüye karşıyım. İnsanların birbirine saygılı olması gerektiğini düşünüyorum. (Neyse konumuzla ilgisi yok)



    Bu yazım, organizasyon hakkında bilgi edinmek isteyenler için ufak bir yorum olsun. Kötü bir gece kesinlikle değildi ama çok iyi olduğu da söylenemez. Biraz da işleri rast gitmemiş. Olur böyle talihsizlikler diyelim, geçelim:) Farklı bir anı, farklı bir tecrübe oldu. Emeği geçenlere teşekkür ederiz çünkü bir dakika soluklanmadılar:) Umarım bir sonraki organizasyonlarında bu tür olumsuzluklar yaşanmaz ve yazılanları da dikkate alırlar.

    Sevgiyle Kalın.

    Teknede Yılbaşı Eğlencesi Hakkında okumak için tıklayın.