Yeni medya kavramı web 2.0 dönemiyle birlikte hayatımızda yer edinmeye başlamıştır. Yeni medya,
bilgisayarların işlem gücü olmadan oluşturulamayacak veya kullanılamayacak olan
ortamlara denir. Örnek olarak internet, web siteleri, video oyunları, CD-ROM ve
DVD'ler verilebilir. Yeni medyayı
geleneksel medyadan (dergi, sinema vb.)
ayıran özelliklerden birkaçını kullanıcı türevli içerik üretimi, dijitallik, etkileşimsellik olarak sıralayabiliriz.
Yeni medyayı en
kolay anlamlandırmamızı sağlayan kavramlardan biri de sosyal medyadır. Sosyal medya en basit
tanımıyla hayatımızı kolaylaştıran ve hızlandıran öğelerden oluşan bilgi ve
içerik platformudur. Dijital medyayı geleneksel medyadan ayıran yaşayan bir
platform olmasıdır. Eş zamanlı bilgi paylaşımı ve çift yönlü iletişime olanak
tanıyan sosyal medya, kişi ve birey iletişiminin yanında marka ve kurum
konumlandırılması açısından da son derece önemlidir. Kullanıcı odaklı olması sebebiyle
her yaştan kullanıcının söz hakkı bulunabilmektedir. Özellikle markalar
açısından faydalar sağlayan sosyal medyanın bireyler üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri bulunmaktadır. Öncelikli olarak mecraları kullanan her kesimden
insanın siyasal, kültürel ve eğitsel dünyasına direkt olarak etki etmektedir.
Sosyal medya bilgi aktarımını, haberleşmeyi ve örgütlenmeyi sağlarken salt
eğlence aracı olarak görüldüğü kullanımından sıyrılmıştır. Bir anda hayatımıza
giren bu kavramın en büyük dezavantajlarından biri "sosyal medya bağımlılığı" kavramını da beraberinde getirmesi olmuştur.
Önceleri gençlerin eğlencesi olarak görülen bu mecralar siyasilerin katılımı ve
siyasi olayların baş göstermesi neticesinde tüm topluma yayılmış ve kullanıcı
sayısında artış yaşanmıştır. En göz önünde olan örneğiyle gezi olayları, iktidarın toplum üzerinde top koşturamadığını
ve sosyal mecra özgürlüğünün engellenemediğini gözler önüne sermiştir. Sosyal
medya doğru kullanıldığında işimize yarayabilecek bir silahtır ama bunun nasıl
kullanıldığı ve kullanılacağı sorunsalı da kafalarda soru işareti
oluşturmaktadır. Kullanım amaçları göz önüne alındığında açık ara farkla sosyal
çevre genişletmek ve vakit geçirmek gibi amaçları öne çıkmaktadır. Bu durum da
sosyal medyanın kullanımıyla ilgili kuşkular yaratmakta ve soru işaretleri
oluşturabilmektedir. Sanal ortamdaki kimlik inşaası sosyalleşme olarak algılanabildiği
gibi sosyalleşmeden de uzaklaştırabilmekte ve kin, nefret gibi söylemleri
ortaya çıkarabilmektedir.
Küreselleşme,
toplumsal faaliyetlerde rol alma, bireylerin kendini gerçekleştirebilmesi gibi
birçok olayın çözümünü getiren mecralar eş zamanlı pek çok problem de
doğurabilmektedir. Hayatımıza bir anda girmesi ve ne olduğunu anlamlandıramadan
kanıksanması teknoloji toplumunun getirilerinden olsa dahi kontrol altında
tutulamaması negatif özelliklerinden birini oluşturmaktadır. En göz önünde
örneğiyle ebeveynler çocuklarının kontrolünü sağlayamamakta ve doğru kullanım
özelliğini aşılayamayabilmektedirler. Sosyal mecralar sokak kültürünü yok
edebilmekte ve paylaştıkça kendini tüketen bireyler de yaratmaktadır.
Bireylerin ülkelerini ve dünyayı yakından takip edebilmeleri, farklı görüşleri
okuyup kavrayabilmelerini sağlayan sosyal medyada en önemli nokta nasıl
kullanıldığıdır. Doğru kullanım ile amaca en kısa yönden götürebilmekte fakat
ufak bir yanlış bir neslin yok olmasına
da sebep verebilmektedir. Kısaca sosyal medyanın topluma olan etkisine
yine toplum kendisi karar verecektir.