29 Ekim 2015 Perşembe

SOSYAL MEDYA'NIN TOPLUMA ETKİSİ

  


           
   Yeni medya kavramı web 2.0 dönemiyle birlikte hayatımızda yer edinmeye başlamıştır. Yeni medya, bilgisayarların işlem gücü olmadan oluşturulamayacak veya kullanılamayacak olan ortamlara denir. Örnek olarak internet, web siteleri, video oyunları, CD-ROM ve DVD'ler verilebilir.  Yeni medyayı geleneksel medyadan  (dergi, sinema vb.) ayıran özelliklerden birkaçını kullanıcı türevli içerik üretimi,  dijitallik, etkileşimsellik olarak sıralayabiliriz.


   Yeni medyayı en kolay anlamlandırmamızı sağlayan kavramlardan biri  de sosyal medyadır. Sosyal medya en basit tanımıyla hayatımızı kolaylaştıran ve hızlandıran öğelerden oluşan bilgi ve içerik platformudur. Dijital medyayı geleneksel medyadan ayıran yaşayan bir platform olmasıdır. Eş zamanlı bilgi paylaşımı ve çift yönlü iletişime olanak tanıyan sosyal medya, kişi ve birey iletişiminin yanında marka ve kurum konumlandırılması açısından da son derece önemlidir. Kullanıcı odaklı olması sebebiyle her yaştan kullanıcının söz hakkı bulunabilmektedir. Özellikle markalar açısından faydalar sağlayan sosyal medyanın bireyler üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri bulunmaktadır. Öncelikli olarak mecraları kullanan her kesimden insanın siyasal, kültürel ve eğitsel dünyasına direkt olarak etki etmektedir. Sosyal medya bilgi aktarımını, haberleşmeyi ve örgütlenmeyi sağlarken salt eğlence aracı olarak görüldüğü kullanımından sıyrılmıştır. Bir anda hayatımıza giren bu kavramın en büyük dezavantajlarından biri  "sosyal medya bağımlılığı"  kavramını da beraberinde getirmesi olmuştur. Önceleri gençlerin eğlencesi olarak görülen bu mecralar siyasilerin katılımı ve siyasi olayların baş göstermesi neticesinde tüm topluma yayılmış ve kullanıcı sayısında artış yaşanmıştır. En göz önünde olan örneğiyle gezi olayları,  iktidarın toplum üzerinde top koşturamadığını ve sosyal mecra özgürlüğünün engellenemediğini gözler önüne sermiştir. Sosyal medya doğru kullanıldığında işimize yarayabilecek bir silahtır ama bunun nasıl kullanıldığı ve kullanılacağı sorunsalı da kafalarda soru işareti oluşturmaktadır. Kullanım amaçları göz önüne alındığında açık ara farkla sosyal çevre genişletmek ve vakit geçirmek gibi amaçları öne çıkmaktadır. Bu durum da sosyal medyanın kullanımıyla ilgili kuşkular yaratmakta ve soru işaretleri oluşturabilmektedir. Sanal ortamdaki kimlik inşaası sosyalleşme olarak algılanabildiği gibi sosyalleşmeden de uzaklaştırabilmekte ve kin, nefret gibi söylemleri ortaya çıkarabilmektedir.

  
   Küreselleşme, toplumsal faaliyetlerde rol alma, bireylerin kendini gerçekleştirebilmesi gibi birçok olayın çözümünü getiren mecralar eş zamanlı pek çok problem de doğurabilmektedir. Hayatımıza bir anda girmesi ve ne olduğunu anlamlandıramadan kanıksanması teknoloji toplumunun getirilerinden olsa dahi kontrol altında tutulamaması negatif özelliklerinden birini oluşturmaktadır. En göz önünde örneğiyle ebeveynler çocuklarının kontrolünü sağlayamamakta ve doğru kullanım özelliğini aşılayamayabilmektedirler. Sosyal mecralar sokak kültürünü yok edebilmekte ve paylaştıkça kendini tüketen bireyler de yaratmaktadır. Bireylerin ülkelerini ve dünyayı yakından takip edebilmeleri, farklı görüşleri okuyup kavrayabilmelerini sağlayan sosyal medyada en önemli nokta nasıl kullanıldığıdır. Doğru kullanım ile amaca en kısa yönden götürebilmekte fakat ufak bir yanlış bir neslin yok olmasına  da sebep verebilmektedir. Kısaca sosyal medyanın topluma olan etkisine yine toplum kendisi karar verecektir.