10 Ocak 2018 Çarşamba

Saça Şekil Vermek İçin Öneriler


     Eveet :) Saçlarını düzleştirmeden dışarıya adım atmayan ben, bu kararından nasıl vazgeçti? Saçlar yıpranmaya birde azalmaya başlayınca gel de vazgeçme! Tek önemli sorunum, düz desen düz değil kıvırcık desen kıvırcık değil. Birkaç ürün kullandım, affedersiniz bir halta yaramadı:) Nerede bu devlet nerede bu millet dermişim şimdi :D Sonra  kendime dedim ki "Saçların eski haline gelsin diye ne çileler çektin. Şimdi maşa veya düzleştiriciye tövbe etmelisin." O kadar da doğal nasıl kullanırım diye araştırdım bulamadım. Ya da işime gelmemiş olmalı ki "Bunların hiçbiri işi yaramıyor yaa" diye kendimi teselli ettim:) Tabi az biraz bu konudaki yeteneksizliğimi de ekleyip öz eleştiri yapabilirim sanırım.

Dediğim gibi saçım ne kıvırcık ne düz. Kendi haline bıraksan kabarır, karışır. Bir tarafı düz içerde bir yerler kıvırcık ara ara dalga ve lüle:) O da benim gibi kendi halinde garibim :D 

Düzleştirici- Maşa Kullanırken

Saçlarımı düz kullandığım zamanlar elektriklenmeyi önlemek adına Totex Due Phasette Conditioner Hair Spray kullanıyordum. Bakmayın, böyle havalı oluyor :) Tercümesi Totex mavi fön suyu. Yalnız çok dikkatli kullanmak gerekiyor. Bir keresinde arkadaşım saçları hiç yağlanmayan bana saçın yağlanmış demişti ahahah:) Çok hoş bir kokusu var. Saçı yumuşatıyor, parlaklık veriyor. Önce saça sıkıp sonra saçı düzleştiriyorsunuz. Ben önden düzleştirip sonra sıkıyordum :P Bu şekilde nasıl yıpranmayı engelleyecekse:)Saçın ısıya dayanıklılığını arttırıyor. Schwarzkopt Gliss Ultimate Repair Sıvı Saç Kremini de uzun bir süre kullandım. Totex'e göre daha parfümsü bir kokusu var. Totex, şampuan kokusuna daha yakındı. Aynı şekilde canlılık, parlaklık, kolay tarama ve bakım sağlıyor. Banyodan sonra hafif nemli saça uyguluyordum. 


 Saçı Doğal Haliyle Kullanırken


Saçlarımın daha az elektriklenmesi için duştan çıkmaya yakın soğuk sudan geçiriyorum. (Yemek tarifi gibi oldu) Mümkünse kurulamaya da dikkat edin. Fazla birbirine katmadan, alt tarafından döndürerek suyunu sıkıyorum. Hafiften kurumaya başladığında (nemli) Perçem Styling Saç Köpüğüyle sağlam bukleler elde ediyorum. Eğer o gün işim aceleyse köpüğü avuç içime doldurup altlardan yukarıya doğru hareketlendiriyorum. Birkaç saniye avuç içimde yukarıya doğru sıkıp bırakıyorum. Doğal bir dalga elde etmiş oluyorum:) Bukleleri ise parmağımla yapıyorum ve sıkma dereceme bağlı olarak belirginliği ve kalıcılığı değişiyor. Son hamle olarak yumuşak, parlak, canlı ve daha az kabarık bir saç elde etmek için Elseve Mucizevi Yağ Saç Güzelleştirici Kremini  saça hafifçe sürüyorum. Yağlı bırakmıyor. Totex bu konuda daha zayıftı:)

Saçların dökülmesini engellemek ile ilgili yazıyı okumak için tıklayınız.

 Lüleleri, kuruduğunda elinizle hafif hafif açtırıyorsunuz.
Sabah 8-9 gibi yaptım ve iki- üç gün bu şekilde gitti.
Avuç içinizle alttan yukarıya doğru sıkıp bıraktığınız zaman (oldukça pratik)















SAÇIMI GÜRLEŞTİRMEK İÇİN NE KULLANDIM?


      Stres, sivilcelerin ve saç dökülmesinin baş nedeni. Ben de saçlarımda düzleştirici, maşa, boya kullanımı derken stresle birleşince gözle görülür bir azalma yaşadım. Çevre tavsiyeleri, internette yazanlar derken birçok formül denedim. Bu yazımda size işe yarayanları aktaracağım J
Bakımı kolay yapmak adına saçımı kestirdim. Bilirsiniz farklılık depresyona da iyi gelirJ Kısa saç yüzümde tercih edilmese de, o dönemi rahat atlattım. Bazı kararlar aldımJ Düzleştirici, maşa kullanımını hayatımdan çıkardım. Boyaya tövbe ettimJ Ve şunu fark ettim. Saçımın doğal hali ve  doğal rengi herkes tarafından beğeniliyor.

Geniş çaplı araştırma yaptıktan sonra malzemeleri bir kağıda yazıp İstanbul’da aktara koştum. Tabi bir sürü ot, yağ sayıyorum. (Defne yaprağı, karanfil vs.) Dükkan sahibi bana “Habipoğlu sarımsak özlü şampuanı kullan” dedi. Her neyse onu da aldım, kafamda tasarladığım malzemeleri de. Hangisinden başlayacağımı bilmiyordumJ O güne kadar da bir sürü şey kullandım. (Sarımsak, yumurta, zeytinyağı vs. ) Çıkması zor, kokuları ağır üstelik okul dönemi epeyce uğraştırıyor. Şampuanları bir kenara ayırdım ve sarımsak özlü şampuanı düzenli kullanmaya başladım. Durularken de aldığım ısırgan otunun suyunu kullanayım dedim. Bunu ara ara tekrarladım.

Nasıl Uyguluyoruz?
Bir tutam ısırgan otunu cezvede kaynatıyoruz. Sonra soğuması için kenara bırakıyoruz. Soğuduktan sonra süzgeçten geçiriyoruz. Çıkan bu suyu ister durulama suyu olarak kullanın, isterseniz saçlarınıza ve saç derinize yedirip 20-25 dakika bekletip şampuanınızla durulayın. Ben her iki türlü de kullandım. Kına kokusu gibi bir koku geliyor burnunuzaJ Bir süre sonra saçlarımın eski haline dönmeye başladığını fark ettim. Argan yağını nadir de olsa kullandım. Saçımda yarım saat beklettikten sonra şampuanla duruluyordum. (Markası size kalmış)
Eğer yağlı saçlarınız varsa yumurta beyazı, eğer kuru ve dökülen saçlarınız varsa yumurta sarısını kullanabilirsiniz. Kuaförümün dediği gibi "nemini kaybeden saçlar dökülmeye başlar." Saçlarım kendine gelmeye başladıktan sonra yukarıdaki ürünlerin kullanımını azaltıp ara ara yumurta-bal-zeytinyağı kullandım. Bunu farklı şekillerde yaptım. Bazen sadece yumurta sarısını saçımda bekletip şampuanla duruladım. Bazense yumurta sarısı, biraz bal ve biraz zeytinyağıyla karıştırıp beklettim. Tek sıkıntısı kokusu ve saçtan arınmasıJ Bu nedenle ilk etapta hep soğuk su kullandım. Geceleri zeytinyağını saçıma ve saç derime yedirip güzelce sarıp sabaha kadar beklettiğim de olduJ Bunlar saçın canlanması için faydalı formüller. (İsteğiniz kadar bekletin size kalmış)

Eğer saçıma hiçbiri fayda etmemiş olsaydı son formülüm: Sığır İliği Maskesiydi. Bunu uygulayan çok yakın bir tanıdığımız. İnternetten araştırıp tarifini bulabilirsiniz.


Saçımın son hali


Bunun haricinde kuaförün önerdiği şampuanları da kullandım bir işe yaramadı. Doktorun önerdiği ilaçları da kullandım bir işe yaramadı. Sarımsağı ezip saç derisinde kullandığım da oldu pek bir faydasını göremedim. Saç dökülmesinin en büyük nedenlerinden birisi de demir eksikliğiymiş. Hastanede ölçümler yapıldıktan sonra demir takviyesi de aldım. Son olarak da psikolojiJ Hayata pozitif yaklaşırsanız, bedeniniz tepki göstererek kendini fark ettirmek zorunda kalmaz. Habipoğlu markası dışında Mecitefendi markasını da kullandım; fakat benim favorim Habipoğlu.
Saçları şekle girmeyen kızlar hemen düzleştiriye koşar. Kıvırcık saçlılar düz saçlara, düz saçlılar kıvırcık saçlara hayran hayran bakar. Oysaki biz doğal halimizle güzeliz. Şöyle diyor olabilirsiniz. “Ee benim saçım ne kıvırcık ne düz şekil bile almıyor ki” ha işte onu bende dedimJ Sonra düşündüm. Saçım azaldığında depresyona girmiştim. İnsanlar saçlarını bu kadar yıpratmadan kullanabiliyorsa bir yolu olmalıydı. Bende birkaç ürün edindim. Bu konuda öneriye ihtiyacınız varsa linke tıklayabilirsiniz. Fazla kalabalık yapmak istemiyorum da J

Son olarak şunu ifade etmeliyim ki önceliğiniz doktor kontrolü olsun. Saç dökülmesinin nedeni hormonal, tiroid hastalıkları veya demir eksikliği gibi sebepler olabilir. Bunlar ortadan kalkmadığı müddetçe şampuanlar da geçici çözüm.

Sorularınız için İnstagram: merveemungan

Sevgiyle Kalın…

Saçımın düzleştirdiğim ama hala gürlüğünü koruduğu zamanlar


Saçımın azaldığı zamanlar (videodan alıntı)





Gürleşmeye başladığı zamanlar













9 Ocak 2018 Salı

TEKNEDE YILBAŞI EĞLENCESİ (Bosphorus Organization)


     Önceki yazımda teknede yılbaşı eğlencesi hakkındaki yorumlarımı yazmıştım. Bu yazımda ise katıldığımız organizasyon hakkındaki yorumlarımı yazacağım. Bosphorus Organizasyon, teknelerine gelen konuklarla yakından ilgilendi. Çalışanlar sıcak kanlı ve samimiydi; fakat organize olmada sıkıntı yaşadılar. Bunun nedenini, ayarladıkları teknedeki arızadan dolayı oluşan olumsuzluklar olarak açıkladılar. Sunulan bu neden doğrudur veya yanlıştır bilemem. Ben sadece gördüklerimi yorumlamakla mükellefim:)

Diğer tekne organizasyonlarıyla karşılaştırma yapmam mümkün değil çünkü bu benim teknede ilk yılbaşı deneyimim. Deneyimlemek istediğim, yılbaşına teknede girdiğim için pişman olmadığım ama bir daha teknede yılbaşına girmek için can atmayacağım bir geceydi. Bu durumun organizasyonla ilgili olduğunu düşünüyorum. Teknede bulunmak; istediğin zaman denizi ve boğazı seyredebildiğin, teknenin içerisinden manzara ve müzikler eşliğinde yolculuk yaptığın güzel bir olay. Lakin söylenen şarkıları beğenmediğimi belirtmem gerekir. Çoğunlukla da yolculara söyletildiği için kulaklarım kanadı:) Gecenin as solisti olarak katılan Işık Manço'nun sesi şükür dememe sebep olsa da tekneyi üç-dört şarkıdan sonra terk etti. Zenne Baha ile oryantal şov tek beğendiğim detay:) O da maalesef tekneden inmeye yakın bir zamanda çıktı. Hepimiz, neredeyse umudu kesmiştik.

     Yemekler çok geç geldi. Özellikle alkol dağıtımı konusunda çalışanlar bilgilendirilmemişti. Masa düzeni insanların iç içe oturmasına neden olduğu için tanımadığın kişilerle göz gözesin. Tuvalete girip çıkmak bir o kadar zor. Yemekleri dağıttıkları sırada ışıklar yanıp sönüyordu ve yolcular çok rahatsız oldu. Eğlence çok geç başladı. Masalar önceden ayarlanmadığı için birçok kişi ön masa talebinde bulundu. Yer düzeni büyük bir olumsuzluktu, bu nedenle gece geç başladı. Yemeklerin tadı iyiydi. Sadece meyve dağıtımında sıkıntı yaşandı. Kalmadığı için karşımızdaki kişilerle ortak yemek zorunda kaldık. Birlikte yemek sorun değil ama onlar bitirmişti:) Gerçekleşeceği söylenen bazı gösteriler eksikti. Meşale ve volkan gösterileri yapılmadı. Havai Fişek tekneden atılacak sanmıştık ama boğazdaki hiçbir tekneden atılmadı. Kıyılardan atılan havai fişekleri izledik. Her misafire noel şapka dağıtımı da olmadı. Aksine şapkamızı hep tutmak zorunda kaldık ahaha:) Bir an da kayboluyordu. Hediye çekilişi yapıldı ve yat turuna %25 indirim kazandık. Çekilişten ilk çıkan kişiye bir saat ücretsiz yat gezisi verildi.



Biz Eminönü'nden binen ilk grubun içerisindeydik. İki farklı noktadan da yolcu alındı:) Üsküdar'dan veya Kabataş'tan binmediğimiz için şükrettik. Hem beklemişlerdi hem de geldiklerinde karma karışık bir düzende oturmuş insanlarla karşılaşmışlardı. Kimi ön masada oturacağını düşünürken hayal kırıklığı yaşamıştı. Başta yüzler düşük olsa da eğlence başlayınca kara bulutlar dağıldı tabi:) ama sahne küçük olduğu için oynamak bir hayli zordu. Bu şey gibi oldu:) oynamasını bilmeyen gelin 'Yerim dar!' dermiş :D Hele o arka masadaki grup yok mu? :) Onlar dışında herkes rahatsızdı. Bir ara dışarı çıktılar da derin bir nefes aldık. Toplu yerlerdeki bu gürültüye karşıyım. İnsanların birbirine saygılı olması gerektiğini düşünüyorum. (Neyse konumuzla ilgisi yok)



Bu yazım, organizasyon hakkında bilgi edinmek isteyenler için ufak bir yorum olsun. Kötü bir gece kesinlikle değildi ama çok iyi olduğu da söylenemez. Biraz da işleri rast gitmemiş. Olur böyle talihsizlikler diyelim, geçelim:) Farklı bir anı, farklı bir tecrübe oldu. Emeği geçenlere teşekkür ederiz çünkü bir dakika soluklanmadılar:) Umarım bir sonraki organizasyonlarında bu tür olumsuzluklar yaşanmaz ve yazılanları da dikkate alırlar.

Sevgiyle Kalın.

Teknede Yılbaşı Eğlencesi Hakkında okumak için tıklayın.




TEKNEDE YILBAŞI EĞLENCESİ


      2018 yılını teknede karşılamak benim için de bir ilkti. Bu yüzden yeni yıla teknede girmeyi düşünenler için bir yazı yazmaya karar verdim. Bildiğiniz gibi birçok tekne yılbaşına özel, boğazda turlar düzenliyor. Biz de bir değişiklik olsun diyerek teknede yer ayırtmaya karar verdik. "Yılbaşı nasıl geçecek, nasıl giyinmeliyiz, tekne şartları nedir?" gibi sorulara yanıt bulamıyoruz haliyle:) İnternet üzerinden araştırma yapmak istedim; fakat bu konu hakkında yazılmış yazılara denk gelmedim. Youtube'dan farklı bir organizasyonun düzenlediği videoları da zar zor buldum.

Biz fırsatbufırsat adresinden rezervasyon yaptırdık. İlk alışverişimiz olduğundan ötürü güven problemi yaşasak da herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadık. Ufak tefek pürüzler çıktı fakat bu, organizasyonla ilgili sıkıntılardı. İlk hatırlatma: Yeni yıla girmeye saniyeler kala güverteye çıkacağınız için yanınıza kalın şeyler almayı unutmayın:) Teknenin içinde eğlence devam ederken ister soluklanmak için, isterseniz boğazın o eşsiz manzarasını izlemek için o monta ihtiyacınız olacak:) Benim için en zoru, soğukta tuvalete girmek oldu. İlerleyen saatlere doğruysa temiz kullanılmadığı için girmek epeyce zorlaştı.




     İçeriye ilk girdiğimizde bizi, arkaya doğru uzanan masalar karşıladı. Tanımadığınız kişilerle bir arada oturmak durumunda kalıyorsunuz. Reklamlarda gördüğümüz ramazan sofraları tarzında bir havası vardı:) Birçok kişiye ön masa ayrıldığı söylenmişti fakat gelenler bulduğu yere oturdu. Bana göre tekne eğlenceleri grupla geliyorsanız zevkli. Birçok çift gelmişti ama masaların düzeninden dolayı rahat oturamadılar. Teknenin içi oldukça sıcak. İnsanlar birbirlerine yakın oturmak durumunda kalıyor. Eğlence başladığı andan itibaren terlemeniz olası:) Bu nedenle içinizden geldiği gibi giyinebilirsiniz. Kadınların çoğu etek, topuklu ayakkabı ve şık bluzlarıyla boy gösterdi:) Kimisi sıfır kol giyinmiş, kimisi ince külotlu çorap kullanmayı tercih etmişti. Bana kalırsa tekne için şık ve rahat olmak önemli. Benim tercihim bu nedenle kalın topuklu botlardan yana oldu:) Eğer ön bilgim olmasaydı soğuk olur ısrarlarına dayanamayıp kalın kıyafet giymiş olabilirdim ahaha:)

     Sarsıntı çok fazla olmamasına rağmen eğer alışkın değilseniz, bizim gibi baş dönmesi ve mide bulantısı yaşayabilirsiniz. Gecenin sonuna doğru şiddetlenen sarsıntılar yorgunlukla birleşince, eve kavuşmayı dört gözle bekler olduk:) Yorucu fakat farklı bir geceydi. Yemeğinizi yerken dışarıdaki manzarayı izleyebiliyorsunuz. Farklı insanlarla kaynaşıyorsunuz. Canınız sıkıldığında dışarıya çıkıp denizi, boğazı izleyip yolculuğun keyfine varabiliyorsunuz. Peki ben bir daha tercih eder miyim? Hayır.Deneyimlemeyi çok istediğim, yılbaşına teknede girdiğim için pişman olmadığım ama bir daha tercih etmeyeceğim bir geceydi. Farklılıklar daima iyidir, içinizde kalmaz. Bu tercih edip etmeme meselesi organizasyonla da alakalı. Bu nedenle ön yargılı olmamanızda fayda var:) Organizasyonun detaylarını da yazdım. Merak edenler için aşağıya linkini bıraktım.

Bosphorus Organization

Sevgiyle Kalın.